
Moda dünyasında iş birlikleri artık sadece tasarımla sınırlı değil; hikâye anlatımı, dijital deneyim ve hız da işin içinde. Levi’s Türkiye’nin Nike ile yaptığı yeni iş birliği tam da bu trendin bir parçası.
İki dev marka, Türkiye’de özel bir koleksiyonla bir araya geldi. Bu sadece iki logonun yan yana gelmesi değil; sporla sokak stilinin, performansla günlük rahatlığın uyumlu bir sentezi. Ama biz bu yazıda koleksiyonun kendisinden çok, bunun e-ticaret ve fulfillment tarafındaki etkilerini konuşacağız.
Arka Plandaki Operasyon: Hız, Senkronizasyon, Deneyim
Levi’s Türkiye, bu özel koleksiyonun lansmanını yalnızca mağazalarda değil, levis.com.tr üstünden de gerçekleştirdi. Ürünlerin stoğa girmesi, koleksiyon sayfasının hazırlanması, kampanya entegrasyonu ve teslimat planlaması – her şey saat gibi çalışmalıydı.
Çünkü biliyoruz:
Kullanıcılar “Nike” adını görünce beklemek istemiyor.
Stoklar anlık tükeniyor, sistemler yavaşlarsa alışveriş bitiyor.
Lojistik gecikirse memnuniyet bir anda düşüyor.
RND olarak, arka planda bu sürecin kusursuz işlemesi için teknik ve operasyonel desteğimizi sağladık.

Fulfillment’ta Hız ve Esneklik
Levi’s x Nike gibi limitli koleksiyonlarda:
- Ürün bazlı stok takibi
- Kampanya öncesi depo optimizasyonu
- Aynı gün kargo hedefli ayrıştırılmış sipariş işleme
- Yoğun trafiklere karşı hazırlıklı altyapı desteği
kritik öneme sahip.
Bu koleksiyon, sadece bir moda projesi değil, fulfillment hızının ve e-ticaret zekâsının bir sınavıydı.
Sonuç?
Koleksiyon yayına girdiği gün yoğun trafik aldı. Siparişlerin büyük kısmı ilk 48 saat içinde sevk edildi. Tüketiciler için bu bir alışveriş deneyimiydi. Bizim içinse: Fulfillment sanatının gerçek sahnesiydi.
Bir yanıt yazın