Kasım ayı uzun yıllar boyunca e-ticaret için “yılın final maçı”ydı. Kapıda bekleyen kullanıcı, ekran başında saniyeleri sayan markalar, sabaha kadar çalışan depolar…
Ama son iki yıldır bir şey değişti. Kasım hâlâ büyük bir dönem ama o eski heyecan yok. Trafik artıyor ama dönüşümler aynı kalıyor. Sepetler doluyor ama ödeme sayfasına kadar gelmiyor.
Peki neden?
İndirim enflasyonu: Her gün kampanya, hiçbir gün özel değil
Eskiden 11.11, Black Friday ve Cyber Monday üçlüsü, kullanıcıya gerçekten “fırsat zamanı” duygusunu yaşatırdı.
Şimdi ise markalar Eylül’den itibaren “erken Kasım indirimleri” başlatıyor, kampanya üç hafta sürüyor, üstüne Aralık geliyor.
Sonuç: Tüketici kampanyaya doymuyor, aksine “kampanya yorgunu” oluyor.
Fiyat algısı bozuldu
Kullanıcı artık akıllı.
Sepetin 2 dakika içinde üç kere zam gördüğünü biliyor.
Kasım’da indirime giren ürünün bir hafta önce “gizli zamla” yukarı çekildiğini hatırlıyor.
Bu güvensizlik satın alma kararını geciktiriyor ve markaların gerçek indirimlerine de gölge düşürüyor.
Ekonomik öncelikler değişti
Son 12 ayda alışveriş davranışı tamamen değişti:
- “İhtiyaç listesi” mecburi kalemlere indirildi
- Sepette spontane alışveriş azaldı
- Kullanıcı “denemek için alayım” döneminden uzaklaştı
Bu yeni psikoloji, Kasım’ın eskisi kadar patlamamasının en temel nedeni.
Marketplace yorulması
Büyük pazaryerleri Kasım aylarını yıllarca domine etti.
Ama artık satıcılar için maliyet yüksek, görünürlük düşük.
Komisyon, kargo, reklam giderleri birleşince Kasım kampanyası çoğu marka için kârlı olmaktan çıktı.
Markalar da “gösterişli indirim” yerine “gerçek fiyatlandırma + yıl boyu stabil satış” stratejisine yöneliyor.
Kullanıcı davranışı daha ‘seçici’ hale geldi
Artık tüketici:
- Bir ürünün fiyat geçmişini kontrol ediyor
- Depo süresini, kargo hızını ve iade süreçlerini önemsiyor
- Satıcı yorumlarına gerçek bir filtre gibi bakıyor
Kasım’ın yıldızı artık fiyat değil; hız, güven ve müşteri deneyimi.
Markalar da yavaş yavaş oyun değiştiriyor
Kampanyayı sadece fiyat odaklı değil, deneyim odaklı kurgulayan markalar öne çıkıyor:
- Hızlı kargo garantisi
- Aynı gün teslimat
- Canlı destekle anında çözüm
- Paketleme kalitesi
- “Gerçekten stokta olan” ürünler
Fiyat rekabeti azaldıkça, fulfillment ve operasyon kalitesi Kasım’ın yeni belirleyicisi haline geliyor.
Kasım ölmedi, sadece dönüşüyor.
Kasım hâlâ kritik.
Ama “büyük indirim ayı” olma kimliği artık tek başına yeterli değil.
Kullanıcı daha bilinçli, markalar daha temkinli, maliyetler daha yüksek.
Kasım’ın başarısı artık sadece yüzde kaç indirim yaptığınla değil, ne kadar güven verdiğinle ölçülüyor.
E-ticarette yeni gerçek şu:
Kasım bir kampanya değil, bir operasyon dayanıklılık testi.
RND olarak biz de bu dönüşümü her yıl depolarda, operasyonlarda ve satış yönetiminde birebir gözlemliyoruz. Kasım’ın geleceği fiyat savaşlarında değil; hızda, doğrulukta ve markaların müşterisine verdiği sözde.


Bir yanıt yazın